24 Ocak 2017 Salı

1896 Darbe Girişimi Ve Abdülhamit’in 1897 Harbiye Harekâtı....


1896 Darbe Girişimi Ve Abdülhamit’in 1897 Harbiye Harekâtı

1896 yılına değin İT’nin başlıca faaliyet merkezinin Askerî Tıbbiye olduğunu gördük. Fakat gerek daha önce yapılmış olan çalışmalar, gerekse Ermeni olaylarının alevlenmesi dolayısıyla İT örgütü başka çevrelerde -örneğin memurlar, subaylar, ulema, Harbiye Mektebinde- geniş ölçüde yayılmış bulunuyordu. İT faaliyetinin devamı için bu önemliydi, zira Tıbbiyelilerin hapsi, sürgünü, kaçması sonucunda Tıbbiyenin özgürlükçü bir merkez olarak zayıflamış olduğu tahmin edilebilir. 1896’da İT’nin başında Harbiye Nezareti Levazım Dairesi muhasebe müdürlerinden Hacı Ahmet Bey (Efendi?) bulunuyordu.İkinci Abdülhamit
Bu sırada örgütte Merkez Kumandanı (1. Fırka K.?) Kâzım Paşa, Kürt Şeriflerinden Seyyit Abdülkadir, Numune-i Terakki Ders Nazırı Hüseyin Avni, Divan-ı Muhasebat Reisi Zühtü B., Şûra-yi Devlet Müddeiumumisi Kemal B., Serasker Rıza Paşanın yaveri Şefik ve Saray Muhafızı Hurşit Bey, Bedevî Tekkesi Şeyhi Naili Efendi vardı. Darbe Ağustos ayında yapılacak, kilit adam durumunda bulunan Kâzım Paşa, Babıâliyi bir hükümet toplantısı sırasında işgal edecek ve veliahd Reşat Efendi kaçırılacaktı.



 Bölüm
Şeyhülislamdan Abdülhamît’in padişahlık yapamayacağına dair fetva alındıktan sonra, tahta V. Murat getirilecek, onun sağlık durumunun elvermediği anlaşılırsa, Reşat Efendi Padişah olacaktı. Bir başka kaynağa göre, Abdülhamit’e karşı bir suikast de tasarlanmış bulunuyordu. Ne var ki, harekete geçilmezden bir gün önce Numune-i Terakki Müdürü Nadir Bey, Tokatlıyanda otururken içkinin etkisiyle boş bulunup ya da bile bile, olacakları Zülüflü İsmail Paşaya anlattı, o da Saraya yetiştirdi. Sonuç olarak örgütün bütün ileri gelenleri Trablus, Bingazi, Fizan, Akkâ gibi ülkenin uzak köşelerine sürgün edildiler.
Bunların arasından yurtdışına kaçabilenler olmuştur. Özellikle bugünün bazı müstebit doğulu hükümdarlarıyla karşılaştırılınca, Abdülhamît’in kendisini devirmek isteyenlere karşı hayli yumuşak davrandığı görülür. Hele Kâzım Paşanın İşkodra’ya mutasarrıf atanması hayli ilginçtir. Bu ‘yumuşaklığı’ nasıl açıklayacağız? Mithat ile Mahmut Celâlettin Paşaları Taif’te boğdurması, Abdülhamit’in, kesin gerek gördüğünde bu tür yollara başvurmaktan çekinmediğini göstermektedir.
Abdülhamit’in yumuşaklığı, önce, Ermeni olaylarından ötürü sarsılmış olan uluslararası nüfuzunun, sertlik siyaseti güderse daha da sarsılabileceği korkusundan ileri gelmiş olabilir. İkinci bir ihtimal de, mutlakıyeti bütün saltanatı boyunca sürdürebileceğinden o sırada kuşkulu olması ve bunun için de, meşrutiyetin geri gelmesi ihtimalini kabul ederek, böyle bir geçişi ülke ve kendisi için yumuşak bir biçimde yapmak üzere bu yolu tutmuş olmasıdır. Saltanatı boyunca Devlet Salnamelerinde Kanun-u Esasi’yi yayımlatmış olması, bu İhtimali güçlendiriyor. 1897’de özgürlükçülerin yeni bir faaliyet merkezi olarak Harbiye Mektebi belirdi.






Harbiye Mektebi Fransızca öğretmeni iken Rodos’a sürülen, fakat oradan Avrupa’ya kaçmayı başaran Çürüksulu Ahmet Beyin gizli mektuplaşmalarda yaptığı telkinler sonucunda. Mahir Sait, Giritli Abdülhalim gibi öğrenciler Hüseyin Avni Paşa komitesini kurdular. Ayrıca bir de Süleyman Paşa komitesi bulunduğu ortaya çıktı. Bunlar, Askerî Mektepler Nazırı Zeki Paşayı öldürmekle işe başlamayı kararlaştırmışken ele verildiler.
O sırada eyleme başlamak konusunda büyük bir hazırlıkları olduğu tahmin edilemez, çünkü 1897, Osmanlı-Yunan Savaşının yılıdır. Bir kaynağa göre içlerindeki hain, Avrupa ile haberleşmeyi yöneten Giritli Halim’di. Başka bir kaynağa göre, bu, yabancı postahanelere mektup götüren ve gelen mektupları oradan alan Petro adında bir komisyoncu tüccardı. Sanıklar, Taşkışla’da kurulan harp divanında yargılandılar, birçoğu idam hükmü giydiyse de 31 Ağustos’ta bu cezalar hapse çevrildi. 78 tanesi Şeref vapuruyla Trablusgarba gönderilip askerî hapishanede hapsedildiler. Alınan tedbirler arasında, Harbiye’deki iki sınıfın tardı, Askerî Tıbbiyenin Gülhane’den Haydarpaşa’ya taşınması da vardı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder